Hamilelikte Hipertansiyon
Ülkemizdeki nüfusun %25’i kronik yüksek tansiyon hastası ve yüksek tansiyon en önemli ölüm nedenlerinden biri olarak istatistiklere geçiyor. Anne ve bebek için en önemli risk faktörlerinden bir tanesi olan hamilelikte hipertansiyon, kan basıncının 140 / 90 mm Hg’nin üzerinde olması ve de asgari 4 saat aralıklarla en az iki kez görülmesi olarak tanımlanıyor. Bu süreç 2 ayrı durum ile karşımıza çıkıyor; kronik hipertansiyon ve geçici hipertansiyon…
Hamilelikte Kronik ve Geçici Hipertansiyon
Kronik hipertansiyonu olan bir kadın hamile kaldığında hipertansiyon hamilelik boyunca, bebek doğduktan sonra da devam ediyor. Kan basıncı yükselmesi (hipertansiyon) ilk defa hamileliğin 24. haftasından sonra ortaya çıktıysa, bu duruma “hamilelik tansiyonu” deniyor ve tüm hamleliklerde % 7- 10 oranında görülüyor. Bu durum doğumdan sonraki 40-42 gün içinde normale dönüyor.
Hamilelikte Hipertansiyon Belirtileri ve Nedenleri Nelerdir?
Hamilelik döneminde hipertansiyonun en önemli belirtileri; el ve ayaklarda ödem, idrar tahlilinde albümin çıkması ve ölçülen yüksek tansiyondur. Bazı özel durumlarda şiddetli karın ağrısı, görme bozukluğu, baş ağrısı gibi belirtiler de olabiliyor. Hamilelikte yüksek tansiyon oluşmasının önemli nedenlerinden biri de hormonal değişimlere bağlı olarak kan dolaşım sistemindeki damar kasılmalarıdır. Anne adayı bu ve benzeri şikâyetleri olduğunda rutin muayene seanslarını beklemeden doktoruna başvurmalıdır.
Hamilelikte Yüksek Tansiyon Tedavisi
Hipertansiyon şiddetli düzeyde ise plasenta etkilenebilir, anne rahmine yeterli kan gitmemesi ile bebeğin beslenmesi tehlikeye girer. Preeklampsi olarak adlandırılan bu durumda olan anne adayı gözlem altında tutulabilir. Eğer kan basıncı tehlikeli değerlere ulaşıyorsa, kontrol altında tansiyon düşürücü ilaç kullanılması önerilebilir. Bazı durumlarda erken doğum gerekebilir. Hamilelik süreci başlangıcında tespit edilen kan basıncı, yüksek seviyede değil ise yatak istirahatı hipertansiyonu düşürebilir.
Facebook
Twitter
Google +
Pinterest